Bugün bir yaz günü aslında. Tepede güneş var ve giydiğim siyah pantolon alev almak üzere. Etrafa bakıyorum, çocuk dolu sokaklar. Herkes oyun oynama derdinde. Göğe bakıyorum, masmavi bulutlar. Havada neşe kokusu var. Küçük bir çocuk geldi ve yanıma oturdu, usulca. Uzun süredir izlediğim için biliyorum, yeni yeni sokağa alışan yalnız bir kız çocuğu. Bir oyun oynamak istedim onunla. Yüzüne baktım ve bir görev verdim ona.
-Bana bir çiçek bulabilir misin?
-Buluruuum, dedi ve kalktı ayağa. Sokaktaki arsayı gezdi uzun bir süre. Sonra eli boş bir şekilde geldi yanıma.
-Hiçbir yerde çiçek yok ama, dedi. O an fark ettim, ağaçtan dökülen yaprakları. Etrafta kurumuş olan çiçekleri. Yaz değildi ki mevsim. Has ve has sonbahardı aslında. Moralinin bozulduğunu fark edince;
-Olsun. Biz de tebeşirle çizeriz o zaman, dedim. Bu sefer de tebeşir aradık her yerde. Onu da bulamadık. Morali daha da bozuldu tabi. Yüzündeki renk kaçtı, gülümsemesi yavaş yavaş silindi. Ben de yeni bir fikirle oturdum karşısına bu sefer; -Bizim çiçeğimiz görünmez olsun. Herkes göremesin. Hatta biz bile göremeyelim bazen. Kokusunu içimize çekemeyelim.
-Nerede olacak peki bu çiçek?
-Hımm, aklımızda olsun mesela. Neresine istersek, orasına konduralım. Büyüsün yavaş yavaş, biz büyütelim. Güneş onu solduramasın. Yağmur onu yıpratamasın. Her önüne gelen onu koparıp, sonra yerlere atamasın. Hatta bir kış günü yağan karda kaybolup gidemesin. Yaz isterse yaz olsun, yağmur isterse yağmur yağsın. Canı sıkıldığında göğü izleyebilsin, oyunlar oynasın. Kimse göremesin. Sadece biz bilelim aklımızda bir çiçek beslediğimizi. Bu da bizim küçük sırrımız olur seninle. Ne dersin ekelim mi aklımıza bir çiçek?
-Nasıl ekeceğiz peki?
-Kalbimizle ekeriz.
-Kalbimizle mi?
-Evet, kalbimizle. Karşılık beklemeden çok sevelim mesela birilerini, o zaman aklımızda bir çiçek ekmiş olalım. Birilerini sevmediğimiz zaman solabileceğini bilerek yaşayalım. Olur mu?
-Oluur. Bu konuşmadan sonra biraz düşündüm. Hepimizin aklında büyümek için didinip duran ve bizden güç almak için uğraşan birer çiçek var. Bu çiçek, çocukların aklında daha hızlı ve kolay büyüyor çünkü büyütmenin tek yolu birilerini karşılık beklemeden sevebilmek. Bu durum bizim için biraz daha zorlaşıyor ve yetişkinler için çok daha zor hale geliyor. Örneğin, insanın ailesini karşılık beklemeden sevebilmesi yani dolayısıyla çiçeğin büyümesi çok daha kolaydır. Bir hayvanı, bir bitkiyi, bir bulutu ya da tamamen doğayı sevmek, çiçeğimizi bir tık daha büyütür. Yaşamı seversek, büyümek bir yana dursun, artık aklımıza yerleşmiş ve hiç gitmeyecek olan bir kuş sürüsü gibi olacaktır. O an kendimiz neyi yapmak istiyorsak, aklımıza yerleşmiş olan çiçek de onu yapar. Uykusu olan bir insan, çiçeğinin uyuduğunu hayal eder. Annesini özlemiş bir insan, çiçeğini annesiyle birlikte hayal eder. Aklımızda zamanla büyüyecek, yerleşecek ve kontrolü ele alacak, hayal dolu çiçekleri olsun hepimizin. Hiç soldurmadan, yaşatalım.