Blitzkrieg
- Enes Kerim Şafak
- gönderildi KültürTarihYaşam
- 14
Merhabalar, sizlere bu yazımda Almanların İkinci Dünya Savaşında kullandığı bir doktrini anlatacağım.
Blitzkrieg, en temelinde, Almanların İkinci Dünya Savaşında kullandığı savaş doktrinidir. Bu doktrini kullanarak Almanlar birçok savaşta çok hızlı ve kesin zaferler elde etmişlerdir. İlk olarak bu doktrinin çıkış nedenlerine, ardından da uygulanışına bakalım.
Birinci Dünya Savaşında cepheler sürekli kilitleniyordu. Makineli tüfekler piyade taarruzlarına adeta ölüm saçıyordu. Çanakkale Savaşında, çok büyük ölümlerle sonuçlanan küçük savaşlarda cephe sadece 10 metre ileri-geri gidiyordu. Avrupa’nın batısında ise Almanya’nın Fransa ile savaştığı cephede hiç ilerleme olmuyordu. Her iki taraf da siperlerinden çıkıp piyade taarruzu yaptığı zaman, karşılarında siperlerine çekilmiş makineli tüfekler buluyordu. Böylelikle herhangi bir ilerleme olmuyor, siperler arasında kalan bölge adeta ölüm bölgesi oluyordu. Bu durumdan kurtulmak ve cepheyi yarmak için bir savaş aracı icat edildi: Tank.
Birinci Dünya Savaşı bittikten sonra bile herkes tankları piyadeye destek unsuru olarak görürken, Almanlar ise tankları ana unsur olarak kullandı. Hatta o kadar ki, diğer tüm piyadeler ve birlikler tanklara destek oldular. Böylelikle “Panzer” tümenleri oluşturuldu. Bu doktrin sayesinde Almanlar tankların vurucu gücünü daha efektif kullanabildiler.
Plan ise basitçe şöyledir: Panzerler, hızlı ve ani saldırılarla cepheyi yarar. Düşmanın önemli bölgelerini ele geçire geçire ilerlerler ve durmazlar. Düşman askerlerini yok etme görevi, ardından gelen “Panzergrenadier” piyade birliklerine verilir. Saldırı esnasında Lutwaffe (Alman Hava Kuvvetleri) düşman iletişim ve ikmal merkezlerini imha eder. Ayrıca bu görevi panzerler de üstlenirler. Düşman kuvvetleri ikiye ayrılmış olur. Şok olan düşman elbette ki bozguna uğrar. Çünkü tekrar birleşip savunma savaşı yapabilecek koordinasyon, lojistik ve iletişim desteği kalmamıştır artık. Saldırılar çok hızlı gerçekleştiği için her şey bir oldubittiye gelir.
Almanlar bu doktrini ilk olarak Polonya Savaşında kullandı, ve çok güzel sonuçlar elde ettiler. Sonradan Fransa savaşında da kullanıldı. Fransa Savaşında Almanların sadece hava güçleri müttefiklere nazaran daha güçlüydü. Müttefikler asker ve tank kalitesi bakımından Almanlardan üstündüler. Almanlar ilk başta Belçika’ya saldırmıştı. Bu yanıltmaca bir saldırıydı. Ardından müttefiklerin hiç beklemediği yerden, Arden ormanından tanklar ormanı yara yara düşmanın içine girdiler ve düşmanı kıskaca aldılar. Böylelikle düşman kuvvetleri torbaya alınmış oldu. Sovyetlere karşı ise bu taktik kullanılmış olsa da batı cephesindeki gibi başarılı olunamadı. Çünkü Alman birlikler zorlu Rusya kışına göre değildi. Sadece tanklarda palet bulunuyordu, diğer tüm motorize araçlarda lastik kullanılıyordu. Bu da saldırıları yavaşlatıyor, lojistik sıkıntıları doğuruyordu. Üstelik Sovyetlerin toprakları çok geniş olduğundan zaman kazanmak için kolayca geri çekilebiliyorlardı. Bir diğer neden ise Sovyetlerin bu tank saldırılarına karşı çokça önlem almış olmasıdır. Örneğin Kursk muharebesinde anti-tank birliklerine ve tank mayınlarına çok rastlarız. Sovyetler Alman panzerlerinin girebileceği bütün alanlara mayın yerleştirmiştir. Almanlar başlarda çok güzel ilerlese de, tüm bu nedenlerle Moskova savaşından sonra geri çekilirler. Bir daha da ilerleyiş olmaz. Yine de Almanlar Moskova’nın 100 kilometre yakınına kadar gelebilmiştir.
Soldaki resim Kursk savaşına ait. İki tane tiger tankı ve üzerine askerler bindirilmiş bir stug.
Bu doktrini geliştiren general Heinz Guderian’dır. Guderian hem Alman İmparatorluğuna, hem Weimar Cumhuriyetine, hem de Nazi Almanyasına hizmet etmiş tecrübeli bir generaldir. Kendisinin “Achtung Panzer!” (Dikkat Tank!) isimli bir kitabı vardır. Bu kitabında tankları etkin kullanma yollarını ve Blitzkrieg’i anlatır. Guderian 2. Panzer Grubunu bizzat yönetmiştir ve panzer tümenleriyle harika işler çıkarmıştır. 1944 yılında Hitler’e düzenlenen süikast girişimi sonrasında Hitler onu Genelkurmay Başkanlığına getirdi. Savaşın sonunda ABD’ye teslim olan Guderian, üç yıl yargılandıktan sonra suçsuz sayılarak serbest bırakılmıştır. Bu arada, bu generalle ve yukarıdaki savaşlarla ilgili ekstra yazılar da yazacağım.
Bu doktrini en etkin kullanan diğer bir general ise şüphesiz ki Erwin Rommel’dir. Rommel Fransa’nın işgali sırasında 7. Panzer tümenini yönetiyordu. Tümeniyle o kadar şaşırtıcı ve hızlı ataklar yapıyordu ki, Almanlar bile haritada Rommel’in yerini göstermekte zorlanıyordu. Hatta müttefikler bu tümene “ghost division” yani hayalet tüme
n derler. Üstelik Meuse nehrine ve Manş denizine ilk ulaşanlardan birisiydi de. Daha sonradan Almanya’nın Afrika’daki güçlerinin başına getiriliyor. Rommel Afrika’da da harika işler başarıyor. Hatta Afrika’daki başarıları için düşmanları tarafından kendisine Çöl Tilkisi lakabı verilmiştir. Rommel taktiksel bir dehaydı. Tankların arkasına çalı çırpı bağlatıp toz kaldırması, mayınların yanına konserve kutuları koyması, 88 mm’lik anti hava silahını yere gömüp tanklara karşı kullanması… Bu saydıklarım onun şaşırtıcı taktiklerinden sadece birkaçı. Düşmanları tarafından her zaman saygıyla anıldı. Günümüzde bile Rommel’in ölüm yıldönümünde tören düzenlenir. Kendisi zaten Yahudilere karşı yürütülen politikalara karşıydı. İki tane kitabı vardır: İnfanterie greift an, Panzer greift an. (Piyade Hücumu, Tank Hücumu)
Sonuç olarak, bu doktrin sayesinde Almanlar pek çok savaşta hızlı ve kesin zaferler kazanabilmiştir. Bazı savaşlarda işe yaramasa da savaşın geneline uyarladığımızda Blitzkrieg gayet kullanışlı olmuştur. Sağlıcakla kalın.
Kaynakça:
https://seyler.eksisozluk.com/ii-dunya-savasinda-alman-ordusunun-uyguladigi-savas-taktigi-blitzkrieg
https://en.wikipedia.org/wiki/Achtung_%E2%80%93_Panzer!
https://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C4%B1ld%C4%B1r%C4%B1m_sava%C5%9F%C4%B1
https://tr.wikipedia.org/wiki/Heinz_Guderianhttps://tr.wikipedia.org/wiki/Erwin_Rommel
Paylaş
Yazar hakkında
Yaklaşık 2 senedir Defter Arkası'nda yazılar yazıyorum. Genellikle deneme ve öykü yazarım; fakat ara sıra bilimsel yazılar da yazıyorum. Bir süredir sosyal bilimler üzerine yoğunlaştığımdan dolayı, yazılarım da bu doğrultuda olmaya başladı. Eğitimime Haydarpaşa Lisesi'nde devam ediyorum.