Kadınların neden papatya sevdiğini küçüklüğümden beridir anlamazdım. Papatyalar sadece benim için saçıma dizeceğim güzel kokulu tokalarımdı. Zamanın bana öğrettiği şeylerden biri de papatyanın bir kadın için sadece bir çiçekten farklı olduğu idi. Papatya masumiyetti, zarafetti. Bir kadının ağırbaşlılığı ve kırılganlığıydı. Çok sevmekti papatya, içten ve çok sevmekti.
Bazen kadınlar yalnız olmadığına inanmak ister. Saf sevgiyi tüm iliklerine kadar ihtiyaç duyar ve bu ihtiyaçlarını sadece bir papatyada rastlar. Kötü bir günün ardından yolun kenarında gördükleri papatyalar yalnızlık duygularını bir anda alıp götürür vehala saf sevginin olduğuna inandırır. Bazen bu sevgi küçük bir çocukta bazen de bir papatyada dır işte.
Kadınlar ilerde hayatlarını birleştirecekleri insanın onlara papatya gibi bakmasını ister. Yapraklarının seviyor sevmiyor diye koparılıp bir kenara atılmasını değil bir şiir defterinin arasında ölünceye dek saklanmasını ister.
Onları papatya gibi sevin. Dokunmaya kıyamayacak gibi sevin. Ne kadar narin olduklarını ve hayatınızı ne kadar güzelleştirebileceklerini fark edin.
Anneniz hayatınızın ilk papatyasıdır. Size hayatın armağan ettiği ilk papatya. Daha sonra hayatın size diğer armağanlarını fark edin ve kendinize en uygun papatyayı seçin. Ona hak ettiği değeri verip hayatınızın sonuna kadar sahip olduğunuz tüm papatyaları en değerli vazonuz olan kalbinize koyun.
Bir evi bir hayatı güzelleştirenin kadın olduğunu unutmayın ve birlikte papatya kokulu anılarınız olmasına izin verin.