• Anasayfa
  • Yaşam
  • Kültür
  • Bilim
  • Eğitim
  • Öykü
  • Teknoloji
  • Ekibimiz
Oturum aç

Sen de yazar ol!

facebook iconfacebook icontwitter icon

Mesaj Bırakın
  • Anasayfa
  • Yaşam
    • Gönderiler

      DenemeKültürYaşam

      Osmanlı Tipi Bir Alim: Halûk Dursun

      (Halûk Hoca ile sadece ikimizin bulunduğu güzel bi...

      • 19 Şubat 2020
      • 0 comments
      Osmanlı Tipi Bir Alim: Halûk Dursun 19 Şubat 2020
      BilimKültürYaşam

      Psikolojinin Değer Kazanıp Sosyolojinin Kaybedeceğ...

      Not: Esasen bu yazıyı 13-14 Nisan 2019 tarihlerind...

      • 28 Ağustos 2019
      • 0 comments
      Psikolojinin Değer Kazanıp Sosyolojinin Kaybedeceğ... 28 Ağustos 2019
      Yaşam

      Eriyiş

      Gecenin karanlığını anladığında, güneşi beklemekte...

      • 6 Temmuz 2019
      • 0 comments
      Eriyiş 6 Temmuz 2019
      DenemeYaşam

      İki Tür Hedef

      Muhabbet etmeyi ziyadesiyle seven birisiyim; bilha...

      • 15 Haziran 2019
      • 1 comments
      İki Tür Hedef 15 Haziran 2019
  • Kültür
    • GÖNDERİLER

      DenemeKültürYaşam

      Osmanlı Tipi Bir Alim: Halûk Dursun

      (Halûk Hoca ile sadece ikimizin bulunduğu güzel bi...

      • 0 comments
      Osmanlı Tipi Bir Alim: Halûk Dursun 19 Şubat 2020
      BilimKültürYaşam

      Psikolojinin Değer Kazanıp Sosyolojinin Kaybedeceğ...

      Not: Esasen bu yazıyı 13-14 Nisan 2019 tarihlerind...

      • 0 comments
      Psikolojinin Değer Kazanıp Sosyolojinin Kaybedeceğ... 28 Ağustos 2019
      KültürSanat

      Issız Adam – Film Analizi

      Issız Adam, Çağan Irmak’ın yönettiği, başrollerini...

      • 2 comments
      Issız Adam – Film Analizi 4 Mart 2019
      EğitimKültürYaşam

      Beşinci Zindan

      Şu hayattaki kararlarımız, seçtiğimiz yollar, arzu...

      • 8 comments
      Beşinci Zindan 28 Ocak 2019
  • Bilim
    • GÖNDERİLER

      BilimKültürYaşam

      Psikolojinin Değer Kazanıp Sosyolojinin Kaybedeceğ...

      Not: Esasen bu yazıyı 13-14 Nisan 2019 tarihlerind...

      • 28 Ağustos 2019
      Psikolojinin Değer Kazanıp Sosyolojinin Kaybedeceğ... 28 Ağustos 2019
      BilimEğitimKültürYaşam

      Bu Bilgi Hayatımızda Ne İşe Yarayacak?

      Merhabalar. Günlük yaşantımızda birilerinin şöyle ...

      • 12 Eylül 2018
      Bu Bilgi Hayatımızda Ne İşe Yarayacak? 12 Eylül 2018
      BilimKültürTarihYaşam

      Nizâmülmülk’ün Siyâsetnâme’si ile Mach...

      Nizâmülmülk ve Machiavelli…  Konu siyaset te...

      • 28 Nisan 2018
      Nizâmülmülk’ün Siyâsetnâme’si ile Mach... 28 Nisan 2018
      BilimYaşam

      Nükleer Silahların Paradoksu

      Merhabalar. Tarih boyunca uluslararası ilişkiler h...

      • 18 Mart 2018
      Nükleer Silahların Paradoksu 18 Mart 2018
  • Eğitim
  • Öykü
  • Teknoloji
  • Ekibimiz
AnasayfaEğitim3. Göz Eksikliği Metaforu

3. Göz Eksikliği Metaforu

  • 12 Haziran 2018
  • Enes Kerim Şafak
  • gönderildi EğitimYaşam
  • 15

Merhabalar.

3. gözümüzün eksikliğini hisseder miyiz? Peki ya başka hiçbir insanda görülmemiş, ismi bile konulmamış bir parçamızın eksikliğini? Elbette hissetmeyiz; 3. gözün eksikliğini hissetmeyişimizin nedenlerini etraflıca düşünecek olursak şu sonuçları buluruz:

  • Hissetmeyiz; çünkü içinde bulunduğumuz çevre ya da toplumda bu durumların eksikliğini çeken insanlar yoktur.
  • Dolayısıyla kimse bize şu güne kadar “3. gözüm artık görmemeye başladı, ben şimdi bunu nasıl yapacağım!” dememiştir.
  • Üstelik kimsede bu durumlar görülmediğinden dolayı aynı zamanda bu durumlar “tanımlanmamıştır”.
  • Öyleyse buradan da şu sonuca varılır: Tanımlanamayan bir şeyin zevkini de hiç hissedemedik ki biz, eksikliğini nasıl hissedelim?

Gelelim Metafora…

Şimdi ise az önce kurguladığımız örnekle neredeyse birebir aynı olan bir başka örnek kurgulayalım ve arasında benzerlik kurarak bir liste oluşturalım:

O hâlde biz insanlar olarak bilmediğimiz (ve çevremizde de bilinmeyen) bilgilerin, çalışma alanlarının, sanatların, işlerin, sporların, projelerin, bilimlerin, etkinliklerin, mekanların, ülkelerin, kitapların, filmlerin, müziklerin, oyunların, özgürlüklerin, imkanların ve daha bilumum şeylerin eksikliğini hissetmeyiz, tıpkı ilk örnekte olduğu gibi. Fakat burada değinmemiz gereken önemli bir ayrıntı bulunuyor: 3. gözümüzün eksikliğini hissetmesek bile hâlihazırda 2 tane gözümüz olduğu için 3. gözün nasıl bir deneyim olacağını az çok hayal edebiliriz; fakat fark ettiyseniz bu durum “başka hiçbir insanda görülmemiş ve tanımlanmamış parçalarımız” için geçerli değildir; çünkü onlarla ilgili -3. gözün aksine- hiçbir referans kaynağımız yoktur.

Öyleyse yukarıda saydığımız şeylerin birisini az çok biliyor olabiliriz, fakat yine de daha fazlasının bizlere neler kazandıracağının farkında olmayabiliriz. Mesela kitap okuyan birisi olabiliriz fakat tam olarak “x” kitabının bizlere neler katacağının farkında mıyızdır acaba? Değilizdir; şayet hiç kitap okumayan birisi isek tamamen değilizdir.

Peki ya bizim fark edemediğimiz -eksikliğini bile hissetmediğimiz- tüm bu güzelliklerin, bizlere çok faydası dokunacak şeylerin farkına nasıl varabiliriz? Bu sıkıntıdan kurtularak onlara nasıl ulaşabiliriz?

Ne Yapmalı?

Ben kendimce ne yapmamız gerektiğini maddeler hâlinde derledim, elbette sizler de yenilerini üretip kendi yöntemlerinizi oluşturabilirsiniz.

Çevre ve Toplum

Fark ettiyseniz tüm bu sorunun kaynağı çevre ve toplumdur aslında. Mesela çevremizde hiç kimse bilimle uğraşmıyorsa gerçekten de bize bilimin değerini kim anlatacaktır?

Öyleyse buradan şöyle bir sonuç çıkar: Çevremizle ve toplumumuzla iletişim hâlindeyiz; iletişim kurduğumuz insanlar da bizlere bu güzellikleri anlatabilirler (zaten çoğunlukla da böyle fark ederiz). Dolayısıyla biz enstrüman çalmasak, kitap okumasak, araştırma yapmasak ve spor yapmasak dâhi çevremizdeki insanlar bu işleri yapıyor iseler bizlere de anlatacaklardır; böylelikle bizlerin de onlar sayesinde ufku açılır, bazı şeylerin “eksikliğini hissetmeye” başlarız. Öyleyse tüm bunlardan çıkaracağımız sonuç şu olmalıdır: Çevremizdeki insanlar kelimenin tam anlamıyla “kaliteli” olmalıdır ki bizim de kalitemiz artsın. Her insanla muhatap olmak zorunda olmadığımız gibi çevremizdeki insanları da gayet seçebiliriz (aslında bu bizi çok yanlış yerlere sürükleyebilir fakat bu da başka bir yazının konusu olsun).

Çıkarım Yapmak, Tasavvur Etmek ve Bilinçli Olmak

Bizler bazı şeyleri hiç denememiş olabiliriz fakat hepimiz düşünebilen varlıklarız; aklımız sayesinde bazı şeylerin eksikliğini hissetmeye başlayabiliriz. Aklımızı kullanmamızı gerektirecek genel olarak üç durum vardır:

Çıkarım Yapmak: Bu mantık bazı yerlerde kullanılınca yanlış olsa da bu şekilde düşünürsek bizleri genel olarak doğruya ulaştıracaktır:

Binlerce kişi bir işi binlerce yıldır yapıyorsa, bazı kaliteli insanlar anlayamadığımız bazı işleri defaatle yapıyor iseler yahut bunlara benzer başka durumlar mevcutsa, demek ki ortada bizim anlayamadığımız ancak anlamları olan şeyler vardır, nitekim bu kadar kişinin bu işleri yapması için bir sebebi olması gerekir. Bu ve buna benzer çıkarımlar yapmak anlayamadığımız bazı şeylerin farkına vararak onların “eksikliğini hissetmemizi” sağlayabilir.

Tasavvur: Yukarıda listelediğimiz şeyleri deneyimlememiş olsak dâhi o şeyleri sanki deneyimlemiş gibi tasavvur ederek bizlere neler katacağını, nasıl zevkler vereceğini; gerekliliklerini ve inceliklerini saptayabilir, ölçebilir ve yorumlayabiliriz. Zihnimizde kuracağımız bu imgelerin üzerinde düşüne düşüne onları daha da geliştireceğimiz ve gitgide daha doğru sonuçlara ulaşacağımız ise sugötürmez[1] bir gerçektir.

Bilinçli Olmak: Bu sorundan kurtularak keşfedilmesi gereken güzellikleri yakalayabilmemizin yolu belki de en çok “bilinçli olmaktan” geçer. Bu bilinçli olma durumunun da yolu hayatımızın her anını bu bilinçle geçirmeye çalışmaktan, bu durumun farkında olmaktan ve elimizden geldiğince bu konunun üzerinde düşünüp yeni fikirler ve yöntemler keşfetmekten geçer.

Çok Yönlü Olmak

Bizler çok yönlü bir insan oldukça, bambaşka alanlarda ve işlerde deneyim kazandıkça aslında bir taraftan da kendimize kapılar aralarız. Kendimize kapı araladıkça da ufkumuz katlanarak genişler, bazı şeyleri tasavvur etmemiz kolaylaşır. Nitekim yukarıda da gördüğümüz gibi, hâlihazırda kendimizde bulunan bazı özelliklerin daha üst seviyelerini tasavvur etmek (3. göz), bizde hiç bulunmamış ve referans kaynağımızın olmadığı şeyleri tasavvur etmekten daha kolaydır.

Tüm bu çözüm yollarını ve zaman geçtikçe keşfedeceğimiz -şahsımıza münhasır- yeni metodları uygulayarak bizler de kendimizi, hapsettiğimiz o “zindandan” kurtarabilir, hayatı daha özgür yaşayabiliriz. 3. gözün ve daha birçok yeni fikrin güzelliklerini keşfedebilmemiz dileğiyle, sağlıcakla kalın.

Not: Yakın zamanda “Bu bilgi hayatımızda ne işe yarayacak?” sorusuna değinen denememi yayımlamayı düşünüyorum, bu yazıyla ilişkili olacağı için o denememi yazmayı bitirince bağlantı adresini bu yazının sonuna ekleyeceğim.

Dipnotlar

[1] http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts&kategori1=veritbn&kelimesec=292101

Eğitim Sistemi Eleştirisi: Ortalamaların Ölçme ve ...

  • 12 Haziran 2018

Kimlik Siyaseti ve İndirgemecilik Üzerine

  • 12 Haziran 2018

Paylaş

3
SHARES
FacebookTwitterGooglePinterest
RedditTumblr

Yazar hakkında

Enes Kerim Şafak
Enes Kerim Şafak
19.02.2002

Yaklaşık 2 senedir Defter Arkası'nda yazılar yazıyorum. Genellikle deneme ve öykü yazarım; fakat ara sıra bilimsel yazılar da yazıyorum. Bir süredir sosyal bilimler üzerine yoğunlaştığımdan dolayı, yazılarım da bu doğrultuda olmaya başladı. Eğitimime Haydarpaşa Lisesi'nde devam ediyorum.

İlgili Gönderiler

0 comments
DenemeKültürYaşam

Osmanlı Tipi Bir Alim: Halûk Dursun

Osmanlı Tipi Bir Alim: Halûk Dursun 19 Şubat 2020
0 comments
BilimKültürYaşam

Psikolojinin Değer Kazanıp Sosyolojinin Kaybedeceği Post-Truth ve Singularity Döneminde Sürükleneceğimiz İkilem

Psikolojinin Değer Kazanıp Sosyolojinin Kaybedeceği Post-Truth ve Singularity Döneminde Sürükleneceğimiz İkilem 28 Ağustos 2019
0 comments
Yaşam

Eriyiş

Eriyiş 6 Temmuz 2019

Yorumlar

  1. Cevap
    Selin 12 Haziran 2018 at 19:22

    Hayatımıza devam etmemizi sağlayan da “eksikliğini hissetmek” değil midir zaten? Yeni ufukların,gelecek olayların,hayallerimizin,yaşam üzerindeki etkimizin,tüm bunlara dolaylı olarak paranın,kimi zaman da birinin… Eksiklik hep olumsuz duygular grubuna girdi fakat ne ironiktir ki hayattaki diğer duygularımızı dürten hislerden biri de eksiklik. 🙂 Yine harika yazmışsınız,fakat bu kez ufacık bir eleştiri hakkı isteyeceğim. Liste tarzı bir yazı da olsa başlıkların ve genel yazının içinde çok konudan konuya atlamışsınız gibi hissettim,bu da bir ara yazıdan kopmama ve okumamı tekrar etmeme neden oldu. Gerçi okuma tekrarım sayesinde konuyu daha iyi idrak etmiş de olabilirim. ^^

    • Enes Kerim Şafak
      Cevap
      Enes Kerim Şafak 14 Haziran 2018 at 11:49

      Yorumların için çok teşekkür ediyorum Selin 🙂
      Evet, eksiklik bence de dürten bir görev üstleniyor.
      Katılıyorum sana, ben de yazarken acaba okuyucu buralarda kopabilir mi diye düşünmüştüm; sonra değiştirmekten vazgeçtim. Biraz karışık oldu sanki, sana hak veriyorum. Umarım bir sonraki yazım daha derli toplu olur 🙂
      Tüm eleştirilerin için tekrardan teşekkür ediyorum, bir faydamız dokunmuşsa ne mutlu bize 🙂

      • Cevap
        Selin 14 Haziran 2018 at 11:54

        Ne demek efenim okumak,yorumlamak benim icin bir zevktir. :))

        • Enes Kerim Şafak
          Cevap
          Enes Kerim Şafak 16 Haziran 2018 at 14:47

          🙂

  2. Cevap
    ŞAHİN 13 Haziran 2018 at 06:41

    Sevgili Enes, insan algısı muğlak varoluşlar düşüncesi gibi kesinliği oluşmayan hiç bir bilgiyi ve olguyu kabul ve idrak etmekte zorlanır. Zaman konusunu ele alırsak irdelenmesi gereken en önemli konu zamanı doğru ve akılcı kullanmak gerekliliği daima kazancı bol bir tespittir. Zira aklın almadığını göz ile veyahut hissederek kabul etmek güç bir maslahattır. Düşünce yapısı ilk önce yaratılan her nesnenin bize kattıklarına (doyum noktası, haz, ele geçirme, kazanç, edinim, mutluluk vb.) bakar. Herkesle muhatap olmak zorunda değiliz evet doğrudur lakin bazen de bi’l iltizam-ı lisan-ı avam eylemek (halkın anlayabileceği dilde konusabilmek) lazım gelir 🙂 senin bizatihi varlığınla kendini sevdiren bir yanın var, konusurken de kullandığın cümlelerle herkesi dinleme olayına dolaylı olarak katıyorsun 🙂 metafor söylemlerimizi eyleme dökmek temennisiyle abin (dervis-i hamusan)

    • Enes Kerim Şafak
      Cevap
      Enes Kerim Şafak 16 Haziran 2018 at 14:52

      Şahin abi öncelikle değerli tüm yorumların ve ferasetle yazılmış cümlelerin için teşekkür ederim sana 🙂
      Kesinlikle katılıyorum size; bazı aydınlar bu hususu göz önünde bulundurmayarak halkın (bizlerin) seviyesine inemeyebiliyor. Elbette bizim onların seviyesine çıkmamız gerekir fakat sanırsam bu o kadar da mümkün değil maalesef…
      Estağfurullah, gerçekten de metafor kurgulamak ve onu anlamak basit iştir. Zaten bana göre “benzetme” dediğimiz kavramın doğasında basite indirgemecilik yatar; nitekim zor bir şeyi anlatırken neredeyse her zaman benzetmeler kullanırız 🙂 Ama dediğiniz gibi, umarım yaşamımıza aktarabiliriz, ki en zoru bu herhalde 🙂
      Saygı ve sevgilerle Şahin abim.

Cevap Bırak Cevabı iptal et

Kaçırma

0 comments
DenemeKültürYaşam

Osmanlı Tipi Bir Alim: Halûk Dursun

Osmanlı Tipi Bir Alim: Halûk Dursun 19 Şubat 2020
Enes Kerim Şafak
Enes Kerim Şafak
19.02.2002

Yaklaşık 2 senedir Defter Arkası'nda yazılar yazıyorum. Genellikle deneme ve öykü yazarım; fakat ara sıra bilimsel yazılar da yazıyorum. Bir süredir sosyal bilimler üzerine yoğunlaştığımdan dolayı, yazılarım da bu doğrultuda olmaya başladı. Eğitimime Haydarpaşa Lisesi'nde devam ediyorum.

SON YAZILAR

DenemeKültürYaşam

Osmanlı Tipi Bir Alim: Halûk Dursun

(Halûk Hoca ile sadece ikimizin bulunduğu güzel bi...

  • gönderildi DenemeKültürYaşam
  • 7
  • 12
Osmanlı Tipi Bir Alim: Halûk Dursun 19 Şubat 2020
BilimKültürYaşam

Psikolojinin Değer Kazanıp Sosyolojinin Kaybedeceğ...

Not: Esasen bu yazıyı 13-14 Nisan 2019 tarihlerind...

  • gönderildi BilimKültürYaşam
  • 9
  • 30
Psikolojinin Değer Kazanıp Sosyolojinin Kaybedeceğ... 28 Ağustos 2019
Yaşam

Eriyiş

Gecenin karanlığını anladığında, güneşi beklemekte...

  • gönderildi Yaşam
  • 7
  • 2
Eriyiş 6 Temmuz 2019
DenemeYaşam

İki Tür Hedef

Muhabbet etmeyi ziyadesiyle seven birisiyim; bilha...

  • gönderildi DenemeYaşam
  • 14
  • 20
İki Tür Hedef 15 Haziran 2019

Defter Arkası, sadece 18 yaşından küçüklerin yazarlık yaptığı, gençlerin gözünden hayata dair her şeyin bulunabileceği bir platformdur.

  • Tüm Yazılar
  • Ekibimiz

SOSYAL MEDYA

Error: (#100) Object does not exist, cannot be loaded due to missing permission or reviewable feature, or does not support this operation. This endpoint requires the 'pages_read_engagement' permission or the 'Page Public Content Access' feature or the 'Page Public Metadata Access' feature. Refer to https://developers.facebook.com/docs/apps/review/login-permissions#manage-pages, https://developers.facebook.com/docs/apps/review/feature#reference-PAGES_ACCESS and https://developers.facebook.com/docs/apps/review/feature#page-public-metadata-access for details.Tema Seçenekleri kontrol edin -> Api Şifreleri
Takipçiler0
Error: Please check API keys and user IDTema Seçenekleri kontrol edin -> Api Şifreleri
Copyright © 2016 defterarkasi.com Responsive tasarımı devre dışı bırak
hello madıfakırs
Got a hot tip? Send it to us!

Your Name (required)

Your Email (required)

Subject

Your Message

Önerin mi var? Bize gönder.

Adın (gerekli)

E-mailin (gerekli)

Konu

Mesajın