Tüm insanlar bir kuş olup uçsam göklere, kaçsam bu dertlerden diyor; sadece kendi bölgesindeki dertleri bildikleri halde. Bazıları bir kuş olup uçsam, uçarak dünyayı gezsem diyor.
Peki uçtuklarında kendi dertlerinden fazlasını göreceklerini bilmiyorlar mı? Açlığı, fazla tokluğu, siyasetin en kara yüzünü, savaşların en acı hatıralarını göreceklerini kestiremiyorlar mı? Tüm dünyayı mecburen soğuktan ve sıcaktan kaçarken daha yeni dertler tanıyarak gezmek mi özendikleri istek? Oysa ki kendi dertlerinin kendilerine yettiklerini söylüyorlar her seferinde? Bana özeniyorlar ama bilmiyorlar ki benim derdim bana yetmiyor. Benim derdim ufak bedenime sığmayıp etrafa dağılıyor. Kalbimde oksijen olması gereken yeri bile dertler dolduruyor. Oksijen dolu gökyüzünde oksijensiz kalıyorum. Damarlarımda oksijen dolaşmasına izin vermiyor hüznüm, boğuluyorum. Uçarken her seferinde aklıma Afrika’daki aç çocuk, Suriye’deki savaş geliyor, gülemiyorum. Etrafımdaki dertler izin vermiyor, baskı uyguluyor ruhumdaki dudaklarıma. Çünkü gagalarım gülmeye değil somurtmaya bile izin vermiyor. Bedenim duygularım olduğunu unutmuş gibi. Beni o dertten o derde taşıyan kanatlarım, mimik yapmama izin vermeyen gagalarım, ve tamir etmeye çalıştığım hayatıma inat dokunduğum yeri parçalayan sivri pençelerim.
Elbette ki güzel şeyler görmüyor değilim. Bir çocuğun elinde tuttuğu balona servetmiş gibi bakmasını, Üniversite hayalini gerçekleştirmiş bir gencin heyecanını, askerden dönüp ailesine kavuşan gencin mutluluğunu, sevgilisi evlenme teklifini kabul edince onun boynuna atlayan genci de görüyorum. Ama tam gülecekken ruhumdaki dudaklarla, birden bire aklıma Avrupa’daki çocuk geliyor, istediği olmayınca ağlayıp tutturmayı öğrenen, ailesi tarafından hayatı mahvedilmiş zengin aile çocuğu. Marketten çocuklarına alacağı mamaya parası yetmediği için ağlayarak çıkan kadın, huzurevinde itilip kakılan ailesi tarafından terk edilmiş yaşlı nine geliyor. Dedim ya, ben gülemiyorum.
Uçuyorum ama özgür değilim ben. Dertlerim gülmemi bile yasaklamış benim. Siz hala özgür olduğumu düşünüyorsanız buyurun benim yerimi alın. Özgürlük bu ise özgür olmak istemiyorum çünkü ben.
Çok iğneleyici ve etkileyici bir düşünce yazısı. Tebrikler.