Gittiğim bir fuardan aldım bu kitabı. Yazarımızla da konuşma fırsatı yakaladım imzasını alırken. Aldığım diğer kitabı da imzalarken “En güzel kitaplarımı kapmışsın.” diye başlayan, sonrasında da yazar olmak istediğimi öğrenip verdiği samimi öğütlerle beni uğurlayan, dost canlısı, yardımsever, diğer bir değişle mükemmel bir kadın Canan Tan! Bu mükemmel kadının kitabı da mükemmeldi tabii. Başıbozuk sevdalarla dolu, sonu da başı gibi şaşırtıcı, başıbozuk bir kitap… İşte karşınızda sevecen yazarımızın başıbozuk eseri,
Başıbozuk Sevdalar…
Oldum olası konusu aşkla alakalı olan ya da sonu aşka çıkan kitapları sevmemişimdir. Ama nedense bu kitabı zevkle okuduğumu fark ettim. Çünkü kitapta anlatılan aşk(lar) hepimizin görmekten bıktığı, okuyunca yüzünün karardığı cinsten şeyler değil. Yazarımız aşkın en güzel halini değil de, en hüzünlü, sonu kötüye çıkan bir aşk hikayesini anlatmış bizlere. E tabi kitabın bu sıra dışı anlatımı, içinde barındırdığı isyanları, pişmanlıkları benim gibi aşkı tema alan kitapları okumayan insanları bile meraklandırıyor haliyle. Gelin şimdi bu kitabı daha yakından inceleyelim.
Üç bölüme ayrılan, üç yüz yirmi üç sayfalık kitabımız oldukça sürükleyici. Sayfalarında sık sık şarkı sözleri görmek sizi pek şaşırtmasın! Çeşitli şairlerin şiirleri de kitapta mevcut ve insanda derin izler bırakabiliyorlar diyebilirim. Özellikle kitabın son sayfasında bulunan Can Yücel’in “Gitmek” adlı şiiri kitabımızı her kelimesiyle özetlemiş! Mavi, siyah ve beyaz renklerinin yer aldığı kitap kapağı yazarımız gibi sade ama gösterişli.
Kitabın ana karakteri Şiir. Şiirin etrafındaki üç adam… Ezel, Baran ve Recep. Hepsi ayrı şeyler yaşatıyor Şiir’e. Hepsi ayrı ayrı gidiyor, benzer şekillerle geri dönmek istiyor. Küçük yaşta ebeveynsiz büyümek zorunda kalan Şiir hep hatalar yapıyor, yanlış insanlarla tanışıyor, sonrasında da hayatını allak bullak edecek, kendini hiç affedemeyeceği bir şey yapıyor. Şiir’in can yoldaşı Eda ve eşi Hakan ona destek olmak istese de kendi başına veriyor kararlarını. Kendisini büyüten ananesi de göçüp gidince dünyadan, ayaklarının üstünde durmaya çalışıyor işte Şiir! Başarabiliyor mu, orası size kalmış. Her okuyan ayrı sonuç çıkarıyor kitaptan! Su gibi akıyor sayfalar. Dediğim gibi, başı da sonu da olaylı bitiyor kitabın. Akıllarda tek bir soru kalıyor,
Şiir, bundan sonra ne yaşayacak acaba?
Lafı fazla dolandırmamak, tadında bırakmak lazım. Mükemmel kadının mükemmel kitabını okumanız için önünüzde hiç bir engel yok…
Kanuni Sosyal Bilimler Lisesi öğrencisi. Defter Arkası'nda 1 senedir yazıyor; durum hikâyeleri, denemeler ve kitap incelemeleri yazmayı çok sever!