

Bu yazımda size Sahra Gümüş Karıncaları hakkında bilgiler aktaracağım. Öncelikle şu soruyla başlayalım: Dünya’nın en sıcak mekanlarından biri olan Sahra Çölü’nde yaşayan bu karıncalar, düşündüğümüzde kendi iç ısılarını düşük tutuyorlardır. Peki, bu nasıl mümkün olabiliyor? Böylesine zor bir şartın altında nasıl yaşamını devam ettiriyorlar? Tüm bunların bilimsel açıklaması nedir? Gelin bu küçük canlıların büyük yaşam mucizesine hep beraber tanıklık edelim…
Bu konu oldukça merak konusu olmuş olmalı ki bu konu için uluslararası bir araştırma grubu kurulmuş. Bu grup Columbia, Zürih ve Washington Üniversitelerinden bilim meraklılarınca kurulmuş ve araştırmaları yakından yapabilmek için olay yerine gitmişler :).
Araştırmacılar karıncaların görünür ve yakın kızılötesi de dahil olmak üzere geniş bi elktromanyetik dalga yelpazesini kontrol etmelerine yardımcı olan benzersiz saç özellikli tüylerini kullandıklarını keşfettiler. Aslında bu tüyler birer spektral maddelerdi ve bu spektral bantlar, vücut ısısını düşürmek için kullanılan farklı fiziksel mekanizmalar anlamına geiyordu.
Spektrum: Tayf renklerin, seslerin, elektromanyetik dalgaların ya da diğer fiziksel gerçeklerin, belli bir değer kümesi ile sınırlanmadan birbiri ardına süreklilik içinde sonsuz değişmesi durumudur.
Columbia Üniversitesi profesörü Nafgang Yu, böylesine büyüleyici bir evrimin karıncaların yaşamsal adaptasyonu için çok önemli olduğunu ve bu serinleme sisteminin insanların ürettiği mekanizmaların kökünde kullanılabileceğini vurguladı. Açıkça söylemek gerekirse bu zamana kadar insanoğlu, canlı sistemlerinin görünür ve mor ötesi spektrumlarını daha çok inceledi, kızılötesi daha göz ardı edildi. Ancak bu keşif kızılötesi spektrumların da canlı sistemlerinde oldukça önemli olduğunu göstermiş oldu.
Nafgang Yu ve araştırma grubu, kızılötesi ışıkların, karıncaların tüylerinin serinletmesine yardımcı rol oynadıklarını keşfettikten sonra, çalışma kollarını genişlettiler. (Ayrıca söylemekte fayda var: Bu keşif soğutma amacıyla optik bileşenlerin geliştirilmesine yardımcı olabilir.)
Sahra gümüş karıncaları, gün ışığında, sıcaklıkları 70 C lere kadar çıkan çöllerde ihtiyaçlarını gidermek zorundalar ve onların kritik termal maksimum değerleri 53 C. Vücut ısılarını düşürmek aynı zamanda çöl kertenkeleleri gibi yırtıcılardan kaçma gibi avantajlar da sağlar.
Prof. Yu’ya göre ‘böyle biyolojik olarak ilhamın alındığı soğutma yüzeyleri, güneş sprektrumunda yüksek yansıtıcılığa (reflektiviteye) ve termal radyasyon spektrumunda yüksek radyasyon verimliliğine sahip olacak. Bu nedenle taşıtların, binaların, ölçüm cihazlarının ve hatta giyimle ilgili soğutma yüzeyi için yararlı uygulamalar geliştirilebilir.’ dedi.
Sonuç olarak bu gümüş karıncaların hayatta kalabilmek için içlerini serin tuttuklarını ve bunu da genel olarak üçgen kesit şeklindeki tüylerinin elektromanyetik spektrumların kızılötesi ışıkları yansıtarak yaptıklarını, bu tüylerin anti-yansıma tabakası gibi davrandıklarını ve termal radyasyon yoluyla karıncaların fazla ısıyı boşaltmalarına yardımcı olduklarını ve bu sayede de iç ısılarını 10 derece kadar düşürdüklerini söyleyebiliriz.
Bu araştırmadan aslında şu sonucu da çıkarabiliriz: Bu gümüş karıncaların, elektromanyetik dalgaları böyle geniş spektrumda manipüle edebilmesi bize böceklerin görünüşte basit biyolojik organlarının işlevinin ne kadar kompleks olabileceğini gösteriyor.
Bahçelievler Anadolu Lisesi 11. Sınıf öğrencisiyim. Genetik ve Moleküler Biyoloji bölümünü istiyorum. Bu sebeple araştırmalarımı bu yönde yapıyor, yazılarımı da bu yönde yazıyorum.
Yine ben.
Çok acayip. Karınca fobim olmasına ve resimlerin rüyama gireceğini bilmeme rağmen sonuna kadar okudum.
Bir yazın çok akıcıyken bir başkası aksıyor. Neden böyle anlamadım.
(Tekrar yukarı çıkıyorum, yine karınca resimleri, içimde bir his…)
İlk paragraf. Sorun oradan başlıyor. Sürekli tekrarlanan bu kelimesi, benim pek tasvip etmediğim yazı içinde emoji kullanımı. (Bitmek üzere olan petrole Türkçe karşılık bulan TDK şu sözcüğe bir tane bulamadı)
Diğer yandan galiba yazı biraz fazla teknik kelime kullanılmış. (Bu bana okulda işlediğimiz Edebiyat dersindeki “Sanat, sanat içindir” anlayışını hatırlattı) Bilimsel terimler kullanarak yazabilmen hayranlık verici olsa da yazılarında okuyuculara kolaylık olması açısından biraz daha “Sanat toplum içindir” leştirebilirsen çok sevinirim.
Saygılarımla…