

Şizofreni; Eski Yunanca’da “bölünmek, yarılmak, ayrılmak, parçalanmak” anlamlarına gelen, akıl, rûh, huy, hissiyat” gibi benzer belirtilere sahip bir takım ruhsal hastalıklardır.
Hastalık, algılama ve düşünme yetilerinde meydana gelen bozukluklara bağlı olarak kişinin davranışlarında da değişime, bozulmalara yol açar. Bu bozulmalar neticesinde şizofreni hastası, kendisini rahatsız etmeye başlayan dış dünyadan bağımsız, kişiler arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşarak kendi kendine yeni bir dünya kurmasına yol açar. Peki insan ilişkileriyle bu kadar yakın bağlantısı olan bu hastalığın tedavisi mümkün mü? Bu konuda araştırmalar yapılıyor mu? Gelin sizlerle bu konunun genetik ve biyolojik yönden araştırmasını yapalım.
Şizofreni genetik ve çevresel faktörlerin rol aldığı oldukça kompleks bir hastalıktır. Yapılan son araştırmalara göre şizofreninin ömür boyu görülme sıklığı genel nüfusta %0,5-1’dir. Ancak kan bağı olan akrabaları arasında şizofreni hastaları bulunanlarda, şizofreni görülme sıklığı genel toplumdan daha yüksektir. Herkes şizofreni hastası olabilir. Dünyadaki tüm ırk ve kültürlerde bu hastalığa rastlanır. Her yaştan insanda görülebilir, genellikle ilk olarak 20’li yaşlarda ortaya çıkar. Erkekleri ve kadınları eşit derecede etkiler.
Şizofreni hastalığı için son yıllarda yürütülmüş en önemli araştırma, ABD’deki Harvard Tıp Okulu Genetik Bölümü’nde araştırmacı olan Aswin Sekar ve arkadaşlarının yürüttüğü çalışmadır. Geçen yıl sonuçları açıklanan proje kapsamında 5 yıl boyunca 30 ülkeden 65 bin insandan genetik veri topladılar. Bu araştırmacı grup genlerdeki mutasyonların şizofreniye sebep olduğunu kanıtlamak ve böylesine büyük bir veri ağının içerisinde dişe dokunur bir ‘genetik korelasyon’ bulmak istiyordu. Bu araştırmanın sonunda şizofreninin ilgisi olduğu düşünülen ‘C4’ adı verilen bir genin (bir tür protein) yüksek oranda çeşitlilikle insanlarda bulunduğu ortaya çıktı.
C4 genini bilim dünyası bağışıklık sistemindeki işaretleri yok etmek amacıyla işaretlenmek amacıyla kullanılan bir protein olarak biliyordu. Ancak bu araştırmanın sonuçlarından bir diğeriyse, bu proteinin aynı zamanda ‘sinaptik budama’ denilen bir olay sırasında kullanılıyor oluşuydu ve bu durum şizofreni hastalığı açısından oldukça önemli bir gelişme.
Sinaptik budama : beynin ergenlik döneminde ‘aşırı bağlantıları’ elemesi olayıdır. Bu bağlantılar beynin içindeki hücrelerin aralarındaki uzantılar ve bu uzantıların birbirlerine dokundukları sinapslar ile ilgilidir.
Bu sinapslar anne karnından 25’li yaşlara kadar sıklıkla oluşmaktadır. Ancak sinaptik budama ile birlikte ergenlik dönemi itibari ile aslında fazlalık budanmış olur. Bu araştırmanın sonucu C4 geninin artışının daha fazla sinaptik budamaya neden olduğunu ve buna bağlı olarak da şizofreni hastalığının başladığını ortaya çıkarmıştır. Yani burdan şu hipoteze varabiliriz: Şizofreni hastalığı her insan ömrünün her döneminde olabilir ancak, ergenlik döneminde patlayış yapar.
Ayrıca şizofreni hastalığına etki eden bir diğer bilimsel faktör ‘beyin kimyası’ dır. Beynin içindeki bazı kimyasal maddelerin miktarının değişkenliği de bu hastalığa etki eder.
Beyin kimyası : Şizofreni hastalarında beyindeki belirli kimyasallarda bazı dengesizlikler vardır. Ya dopamin adı verilen nörotransmitere karşı hassastırlar ya da çok fazla dopamin üretirler. Dopamin dengesizliği beynin ses, koku, görüntü gibi belirli dürtülere karşı verdiği reaksiyonu etkiler ve bu da halüsinasyonlara ve delüzyonlara yol açabilir.
Nörotransmitter : Nöronlar arasında veya bir nöron ile başka bir (tür) hücre arasında iletişimi sağlayan kimyasallara nörotransmitter (uyarıcılara tepki) denir.
Delüzyon : Delüzyon bir inancın patolojik olduğunu vurgulayan bir terimdir.
Bahçelievler Anadolu Lisesi 11. Sınıf öğrencisiyim. Genetik ve Moleküler Biyoloji bölümünü istiyorum. Bu sebeple araştırmalarımı bu yönde yapıyor, yazılarımı da bu yönde yazıyorum.
Acaba psikolojiyle de mi ilgileniyor diye düşündüğüm sırada “Gelin genetik yönden bakalım” dedin ya, olduğum yerde gülümsedim.
Müthiş akıcılık, harika bir bilgilendirme yazısı. On üzerinden on bir!