Yaren,
Hiç düşündün mü çevreni eleştirirken gerçekten haklı mısın diye? Acaba iç dünyanda sertçe yargıladığın insanlar o cümleleri duysa ne düşünürlerdi?
Bir bakalım şimdi bunlara. Mesela kitaplara bakalım. Onun nasıl kitaplar okuduğu neden bu kadar umurunda oluyor? Ya da kendi okuduğun kitapları düşünüp, “Neden bunları okumuyor? ” deme sebebin ne?
Savunmanı şimdiden duyabiliyorum. “Sadece daha iyi kurgular okumasını istiyorum. ” mu? Ya da bunun gibi şeyler… O da görmedi mi elindeki kitabı, okumadı mı konusunu, karıştırmadı mı sayfalarını?
Evet, bunların hepsini yaptı. Ama ilgisini çekmedi belki. Ya da senin için çok derin olan o kurgu onun için o kadar da anlamlı değil. Belki senin üzerine uzun uzun düşündüğün cümlelerin üzerinden hızla geçecek o ve hatırlamayacak bile onları. Onun aradıkları seninkinden farklıysa, onu yargılayabilir misin?
Yargılayamazsın.
Neden öfkeleniyorsun hemen öyle? Herkes dünyayı senin gibi görmek zorunda değil-senin de onlarla aynı görmek zorunda olmadığın gibi. Sen o kitabı gösterdiysen eğer, gördüyse ve ilgisini çekmediyse ona zorla o kitabı okutamazsın. O senin elindeki kitabı çekip zorla kendi okuduğu romanı- senin için pek anlamsız olan- verse, okur musun sana verdiğini istekle? Elbette hayır!
Herkes istediğini okuyabilir. Senin buna öfkelenmen, kırılman anlamsız.
Senin ilgilendiğin konular onun ilgisini çekmiyor diye yargılayamazsın. O da kendi ilgilendiği şeylerle inşa ediyor iç dünyasını, onun dünyasını yıkabilir misin? Kendi bildiklerinden bahsedersin ona, ilgisini çekerse o da araştırır, belki sorar sana daha fazlasını. Ama eğer onun için çok şey ifade etmiyorsa bunlar, zorla ona bunların ne kadar ilginç olduğunu anlatmazsın. Kendini ne kadar yalnız hissedersen hisset, çevrenin senin aynın olmasını bekleyemezsin ki. Hele senin sevdiklerini sevmiyorlar, senin bildiklerini bilmiyorlar diye onlara hiç kızamazsın.
Sen çok iyi bildiğin bir konuda konuşurken yanına geldiğinde, “O nedir? ” demesine güldüysen ve geçiştirdiysen eğer senin anlattıklarını ilgiyle dinlemesini bekleyemezsin. Çünkü sen onu bilmedikleri yüzünden aşağılamış oldun. Kırdın. Üstelik anlattığın şeyi bilmek gibi bir mecburiyeti yoktu.
Yapma. Öğrenmek isteyen bir insana bilgiyi vermek iyi hissettirir. Onu yargılayıp durmaksa pişmanlıktan başka bir şey getirmez.
Ve hepsini bir kenara bırakırsak, bunlar yüzünden etrafındaki insanlarla arana bir duvar da örmen anlamsız olur. Elbette ortak noktan var o insanlarla. Elbette ikiniz de aynı kitaptan bahsetmeyi başarabilir, aynı film hakkında yorum yapabilirsiniz. Bu yorumlarınız aynı olmak zorunda değil. Onun çok beğendiği bir filmi hiç beğenmemiş olsan ve bahsettiğiniz filmden birkaç sene sonra böyle bahsetmeyeceğini bilsen dahi onu eleştiremezsin.
Sen hiç değiştirmedin mi bir film hakkında fikirlerini? Çok beğendiğin bir kitap birkaç sene sonra yerini başka bir kitaba bırakmadı mı? Sıkılmadın mı o müzikten?
Elbette oldu bunlar. Zaten eğer olmasa bir sorun olurdu hep aynı kalmalarında. Çünkü büyüyoruz hepimiz, olgunlaşıyoruz. Ve zihinlerimiz de yenileniyor birçok açıdan.
Biraz onun baktığı gibi bakmayı da öğren hayata. Onların fikirlerinin de sende etkiler yaratıp yaratmadığını gör. Buna izin ver. Kendi zihninin içinde öylece yaşayıp gidemezsin. Kapılarını herkese kapatarak gerçekten yetişemezsin.
Yargılamayı bırak. Eleştirip durmayı, boş yere öfkelenmeyi de öyle.
Gelişime, güzelliklere odaklan. Söz veriyorum sana bahsettiklerimi öğrendiğinde her şey daha güzel olacak. Her şey daha anlamlı gelecek.
Söz veriyorum.
Bazen insanın bildiği şeyleri hatırlamaya,daha çok hatırlamaya ihtiyacı oluyor.Bu da bazı bildiklerimi hatırlattı bana,hayatında başarılar diliyorum,tabi başarı derken kastettiğim aslında sadece maddi başarılar değil ,bu bazen içinin huzurla dolması bile olabilir,sevgilerimle…