Yaşamak nedir? İnsanların doğup, büyüyüp ömrünü tükettikten sonra ölmesi midir sadece? Tabi ki de hayır. İnsan ömrünü güzel şeylerle tüketmelidir. Lakin güzellik kavramı da görecelidir. Bir çocuğa göre tüm güzellikler sıradan bir lunaparkta toplanır. Bazen de sıcacık bir anne kucağında…
Sana verilen bir gülle, bir papatyayla mutlu olmalısın çoğu zaman. Bazen de mutlu oldum diye kendini kandırmalısın aslında. Her şakanın altında ufacık bile olsa bir gerçeklik payı yatar derler ya sen de şaka yap bazı zamanlar kendine ben mutluyum, yaşıyorum diye. Bak gör, gün geçtikçe şakan gerçek olacak, güller, papatyalar mutluluğunla renk bulacak…
Okuduğun bir şiirin büyülü mısralarında bulacaksın çoğu zaman kendini. O küçücük, 2-3 kelimelik mısralar bazen seni değişrirebilir, farklılaştırabilirler…
Bazen denizin maviliğinde, hatta içindeki yosunda, taşta, balıkta bulacaksın benliğini. İşte bu yüzden denize dalıp doyasıya yüzmek isteyeceksin. Geceye, belki sabaha kadar çıkamayacaksın o görkemli denizden…
Bazen mutluluğu soğuk defterlerin boş sayfalarında yazı yazarak keşfedeceksin. Bazen babanın güçlü ve şefkatli kollarında katıla katıla ağlarken…
Gökteki bulutta, o muhteşem güneşte, uçan kuşta bul kendini kardeşim. Bin o kuşun yumuşacık kanatlarına yaşa hayatını. Gez, dolaş her yeri kanatlarının arasında güvende ve huzurla dolu olduğun o kuşla. Sırdaşın olsun o kuş senin. Hayallerini bilen ve seninle birlikte o hayalleri özgürce yaşayan bir kuşun olsun yalnızca. O kuşla gez kardeşim, gez. Çini, Amerikayı, Rusyayı, okyanusları, kutupları, kısacası Dünyayı gez kardeşim. Göreceksin, gittiğin yerde sır perdelerin aralanacak hatta belki de gezdiğin ülkede yediğin garip bir yemekte bulacaksın kendini. Yaşamın tadını belki de o yemeğin içindeki bir baharatta bulacaksın. Öyle aşık olacaksın ki belki de yaşamın anahtarını avuçlarında tuttuğun baharata, diğer baharatların eksikliği, çokluğu, olup olmaması umrunda bile olmayacak…
Bazen müziğin içinde dans eden bir nakaratta bulacaksın kendini, bazen okuduğun kitabın ahenk dolu sayfalarında. Bazen de imkansız olmasına rağmen kaldırımda biten bir çiçekte göreceksin geçmişini, geleceğini de renkli yapraklarında. Hatta imreneceksin o çiçeğe kardeşim, kaldırımın altında ne zorluklarla tomurcuklanıp yer yüzünde bitmiş diye…
Bazen mutluluğu ona değer veren bir insanda bulur kişi. Yani mutluluktur yaşamak. Yaşamak, mutlu olmaktır kardeşim. O zaman sen de sev lunaparkları bir çocuk gibi. Koş, eğlen oralarda. Sen de git atla annenin şefkatli kucağına. Hatta orada ağla, üzül, mutlu ol ama yaşa anını.
Haydi al verilen gülü. Renk ver onlara sevdiklerinle beraber. Solacaklarsa da, sen sevdiklerinle beraberken solsunlar…
Haydi kardeşim aç soğuk defterinin puslu sayfalarını. Gittikçe, yazdıkça ılıklaşsın o sayfalar, sonra da kaynasın. Mürekkebinle can bulsun soğuk defterinin buzları altında donup kalmış sözler…
Haydi atıl babanın güçlü ve şefkatli kollarına. Babanın senin kahramanın olmasına izin ver kardeşim. aç müziği son ses, sokağın ortasında bağıra bağıra söyle. Aldırma insanların hayret dolu bakışlarına. Aç kitabının ahenk dolu sayfalarını haykırarak oku ağaçlara, kuşlara, denizlere, göklere. Kimse durduramasın seni. Haydi git sen de söyle ona değer verdiğini. Sonucu her ne olursa olsun, yaşa…
Tabiki kötü hissettiğin zamanlar olacak kardeşim. Belki yaşamak anlamsız gelecek sana bazı zamanlar. O anlarda yeni doğan bir bebeği düşün kardeşim. Hiçbir şeyin farkına varmamışken, daha çok masum, tertemizken bu kirli dünyaya gözlerini açmış küçücük ve masum bir bebeği düşün. Onun gibi savunmasızca ağla sadece. Saatlerce, durmadan, usanmadan büyümek için sabırsızlanan bir bebek gibi ağla. İşte o zaman emin ol rahatlayacaksın. Yaşadığını ve büyümeye başladığını ağladığında hissedeceksin. Yani gerçekler, gözyaşlarının içinden incecik ve narin düğümler gibi akıp gittiğinde…
Ama dediklerimi yap kardeşim. Hayattan korkma. Lakin yaparken de öleceğini unutma. O yüzden ölmeden önce yanlışsız bir şekilde yap tüm istediklerini. İlla ki öleceğim diyorsan eğer, öl ama bunları yaşadıktan sonra öl. Her zaman günahsız bir çocuğun yüreği gibi kaygısız olsun yüreğin. Yaşa kardeşim, hayatını yaşa.
Kanuni Sosyal Bilimler Lisesi öğrencisi. Defter Arkası'nda 1 senedir yazıyor; durum hikâyeleri, denemeler ve kitap incelemeleri yazmayı çok sever!